Web sitemize hoşgeldiniz, 25 Nisan 2024

Ürolojik Organlar Nelerdir?

Ürolojik Organlar Nelerdir?

ÜROLOJİK ORGANLAR NELERDİR?

Ürolojinin konusuna dahil olan organlar; böbrek üstü bezleri (adrenal ya da sürrenal), böbrekler, böbrekler ile mesane arasında idrar iletimini sağlayan idrar kanalları (üreteler’ler), mesane (idrar torbası), mesaneden çıkan idrarın ortasından geçtiği sağda ve solda kestane görümünde olan prostat lobları, prostata arkadan yapışık olan ve salgısını prostat kanalı ile birleşerek boşaltan cinsel salgı bezleri, prostat ortasından geçen idrarın penis içinden devamını sağlayan ”uretra” ismiyle anılan idrar kanalı, penis ve testislerdir.

 

Böbrek Üstü Bezleri (Adrenal ya da Sürrenal Denen Organlar)

Böbrek üstü bezleri, böbreklerin üst kısmına yapışık, sağda ve solda birer adet olarak yer alır. Yaratılıştan derinde ve çok iyi korunmuş bir halde bulunan böbrek üstü bezleri vücudun en hayati organlarından biridir. Her ikisinin de alınması ölümle sonuçlanabilir. Yapı olarak ”cortex ve medulla” denen iki ayrı kısımdan oluşur. Dış kısım olarak tanımlanabilecek korteks bölgesinden salgılanan hormonların ve maddelerin bazıları vücudun su ve elektrolit dengesini ayarlar (Sodyum, Potasyum, Klor dengesi). Korteksten salgılanan diğer bir grup hormon da iskelet ve kalp adelelerinin kasılması, kemik ve bağ dokusunun oluşumu, vücudun bağışıklık sisteminin dengelenmesi, böbreklerin görevinin dengeli bir şekilde devamını ayarlar. İç kısım olarak tanımlanabilecek ”Medulla” bölgesinden salgılanan hormonlar ise vücudun kan basıncı (tansiyon) dengesini ayarlar. Eğer korteksten salgılanan hormonlar aşırı derecede olursa, kadınlarda aşırı kiloya, yüzde ve vücutta aşırı kıllanmaya, erkeklerde de aşırı kiloya sebep olurlar. Eğer az salgılanırsa aşırı yorgunluk, bitkinlik gibi belirtiler veren, sürekli ilaç almayı gerektiren ”adisson” denen durum oluşur. Medulla’dan salgılanan hormon aşırı miktarda olursa anormal derecede yüksek tansiyon krizleri gelişir.

 

Böbrekler

Bir böbrek boyuna ortadan yarıldığında iki farklı yapıdan oluştuğu görülür; birinci kısım”parenkim” denen idrarı üreten kısımdır, canlı kırmızımsı görünümdedir. İkinci kısım yapılan idrarı ileten kısımdır, bu kısma ”toplayıcı” kısım denir, beyazımsı görünümdedir. Parenkim kısmında üretilen idrar önce böbrek içinde kaliks denen, kadeh görünümdeki yapılara gelir,  oradan pelvis denen böbreğin havuzcuğuna iletilir, oradan da mesaneye idrarı ileten üreter denen kanala geçer. Böbrek Nedir? Özellikleri ve Görevleri Nelerdir? başlıklı makalemizde böbreklerin özellikleri, çalışma şekli, özellikleri ve böbreklerin görevleri hakkında daha ayrıntılı bilgiler verilmektedir.

 

Üreterler (İdrar Kanalları)

Böbreklerle mesane arasında olan, ince uzun bir tüp şeklinde, böbrekte üretilen idrarı mesaneye ileten ve normalde her iki tarafta birer tane olan idrar kanalıdır. Bazen doğuştan böbrekten çift kanal olarak da çıkabilir ve mesaneye çift kanal olarak açılır. Bazen de çift kanal mesaneye açılmadan birleşir tek kanal haline gelebilir ve mesaneye tek kanal olarak açılır. Normal erişkinlerde kişinin vücut yapısına bağlı olarak uzunluğu 22-30 cm arasında değişmektedir. Çapı 3-5 mm’yi geçmez. Çapının daraldığı üç darlık bölgesi vardır. Böbrekten çıkan bir taş en çok bu darlık bölgelerine takılır. Çok derinde yerleşmiş olduklarından kazalarda ya da yaralanmalarda hasar görmesi nadirdir. Kadınlarda rahime bitişik seyrettiğinden rahim ameliyatlarında bazen yaralanmaları, kesilmeleri olabilmektedir. Üreterler mesaneye belirli bir açı ile girerler, mesane adeleleri arasında birkaç santimetre yol aldıktan sonra bir ağızla idrarı mesaneye iletirler. Mesaneye giriş açısının doğuştan hatalı olması, mesane içindeki uzunluğunun yeterli olmaması halinde ”idrar reflüsü” dediğimiz olay kesilir. Başka bir ifadeyle idrar reflüsü, mesanedeki idrarın işeme esnasında geriye, yani böbreklere doğru geçiş yapmasıdır. İdrar reflüsü ileri derecede ve tedavi edilmezse böbreğin görevlerini bozar; bu da böbreğin çıkarılmasına kadar ilerleyen bir süreç yaşanmasına yol açabilir.

 

Mesane ve Mesaneden Sonraki İdrar Kanalı

Mesane için idrar torbası, idrar kesesi tabirleri de kullanılır. Yuvarlak şekilde, karın alt bölgesinde, göbel altı bölgede yerleşmiştir. Normal erişkin bir kişide kapasitesi 500 cm³ civarındadır. Yolculuk, toplantı gibi hallerde idrarı tutmak gerektiğinde bu kapasite genişleyebilir. Mesanenin iç yüzeyi epitelyum denen bir hücre örtüsüyle kaplıdır. Bu hücre örtüsü böbreklerde ”kalis” denen idrar kanalının ilk başlangıcından başlar, böbrek iç yüzeyini, böbrekten sonraki idrar kanalının iç yüzeyini, mesaneyi ve mesaneden sonraki idrar kanalının iç yüzeyini penis ucuna kadar kaplar. Tüm bu yol boyunca devam eden hücre örtüsü aynı özelliktedir. Bu sebeple idrar yolu kanserleri böbrek iç yüzeyinde, idrar kanalında, mesanede aynı özelliktedir, bu kanserlere ”tarnsizyonal hücreli kanser” denir. Mesanenin boşalması mesaneden işeme merkezine, işeme merkezinden mesaneye gelen emirlerle olur. Kadında mesaneden sonraki idrar kanalının uzunluğu 4-5 cm iken, erkekte aynı idrar kanalının uzunluğun 22-23 cm’dir. Bu anatomik farklılıktan dolayı idrar kanalı daralmasın (uretra darlığı), kopması rahatsızlıkları kandınlarda çok çok nadir olurken, erkelerde çok daha sık olmaktadır. Kadında bu 4-5 cm’lik şdrar kanalının tam ortasında, idrar kanalını çepeçevre saran ve irade ile idrar tutmaya yarayan mekanizma vardır. Erkekte bu mekanizma ”apeks” denilen prostatın tam bittiği noktadadır. Erkeklerde cerrahi yara olmadan yapılan kapalı prostat ameliyatlarında ve kanser sebebiyle prostatın kapsülü ile birlikte alınması gerektiren radikal prostat ameliyatlarında, bu mekanizmanın hasar görmesi halinde kalıcı idrar kaçırma rahatsızlığı gelişebilir; ama idrarı tutamamanın tek sebebinin  bu müdahalelere bağlı olmadığı bilinmelidir.

 

Testisler

Testisler çocuk anne rahmindeyken karın içindedirler, doğuma kısa bir süre kala karın içinden hareket ederek normal yeri olan ”skrotum” dediğimiz torbaya inerler. Bu iniş bazen doğumdan kısa bir süre sonra da olabilir. Testislerin karın içinde kalması yapmaları gereken görevlerinin bozulmasına ve kanserleşme riskine yol açabilir.  İki yaşına kadar testisler normal yerine inmemişse ameliyatla müdahale gereklidir. Testislerin iki ana görevi vardır: Bunlar:

I- Erkeklik gücünü ayakta tutan, vücudun kıllanması, ses kalınlaşması, adele yapısı, diğer cinsel organların gelişimi, cinsel arzu, karşı cinse ilgi gibi erkeğe ait özelliklerin gelişimi sağlayan ‘testosteron” hormonunu üretmek,

II- Kadının yumurtasını dölleyecek olan ”spermleri” üretmektir.

 

Penis

Normalde sönük, yani yumuşak halde olan penise yüksek miktarda ve yüksek hızda kan akımı olmasıyla penis sertleşir. Penis sertleştikçe geriye dönmesi gereken kirli kan akımı yavaşlar, böylece ereksiyonun, yani sertliğin bir süre devam etmesi sağlanır. Penise yüksek miktar ve hızdaki kan akımı çoğu zaman cinsel bir obje, bir konuşma, bir resim ya da hayal gibi bir uyaranla başlar. Uykuda sertleşme ise kandaki testosteron seviyesinin yükselmesi sebebiyle oluşur. Bir erkekte normal ereksiyon gücünün var olması ve devamı için penise temiz kan getiren damarların, kirli kanı götüren damar sisteminin, penisi uyaran sinirsel yapıların sağlam, cinsel istek ve arzuyu ayakta tutan testosteron seviyesinin yeterli olması ve bütün bu sistemlerin koordinasyonunu sağlayan beyin fonksiyonlarının, psikolojik faktörlerin uyumlu çalışması gerekir. Bu saydıklarımızdan bir ya da bir kaçındaki yetersizlik ereksiyon gücünün düşmesine neden olur.

 

Prostat

Öncelikle prostatın vücutta bir organ olduğu, bunun bir hastalık ismi olmadığı bilinmelidir. Tabii ki her organın hastalıkları olduğu gibi prostatın da hastalıkları vardır.  Prostat Nedir? Özellikleri ve Görevleri Nelerdir? başlıklı makalemizde prostatın özellikleri, çalışma şekli ve prostatın görevleri hakkında daha ayrıntılı bilgiler verilmektedir.

 

Bir önceki yazımız olan Üroloji Nedir? başlıklı makalemizde üroloji bilimi hakkında bilgiler verilmektedir.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.